Aşağıdaki açıklama bölümü yayınevimiz tarafından yayınlanmış Hervé M. Abajoli’nin yazdığı I Ching Değişimler Kitabı’nın (Kehanet Seti) önsözüdür. “Elinizde tuttuğunuz kitap sadece bir kitap değildir. O, kadim Çin’in bereketli kültüründe binlerce yıl önce filiz vermiş ve bugüne kadar geçen sürede Lao Tzu, Kral Wen, Zhou Dükü, Konfüçyüs gibi bilgelerin elinde daha da zenginleşmiş önemli bir kehanetler ansiklopedisidir. Kadim Çin düşüncesinin temelini oluşturan evren tasavvuru ve onun işleyişi mitine dayanır. I Ching kelimelerle değil resimlerle konuşur. Daha doğrusu resim ve simgelerle yapılan bir anlatımla yani piktogramlarla. Batılı zihin bunu kavramakta çok zorlanır çünkü bu yazıda maskülen/feminen, tekil/çoğul, kip, noktalama işareti ya da edat bulunmaz. Değerli olan da budur! Kelimelerin dar anlamları arasına sıkışmak zorunda olmayan sembolleri yorumlamak, insanın hayal gücünü kullanarak bilinçdışı ile olan ilişkisini geliştirmesine imkân tanır. Bu da sezginin uçsuz bucaksız bereketli alanına girmek demektir. Genelde panayır falcılığında kullanılan ve hemen herkesin bildiği diğer kehanet yöntemleriyle kesinlikle kıyaslanmamalıdır. Çünkü o, zamanın üzerinde yükselen ve onun sırlarını bize fısıldayan bir araçtır. Bu aracı kullanmayı kısmen dahi olsa öğrenen kişinin bilgelik yolunda ilerlemesi kolaylaşır. Böylece birey hayatının en önemli dönüm noktalarında kendisini doğanın ya da arketiplerin akışına göre doğru yere konumlandırabilir. Bu sayede insanın hayatı kolaylaşır ve ruhuyla bedeni için faydalı, yaratıcı işlere zaman yaratmış olur.
Peki nedir bu kitap? Neden bir düz-çizgi ile kesik-çizgi üzerine yazılmış ihtimal 3000 yılı geçkin bir metin bugün de hâlâ geçerliliğini koruyor? Bu kadar akıllı insanı ona çeken hangi özelliğidir? Konfüçyüs neden fazladan bir 50 yılı daha olsa onları bu kitabı anlamaya adayacağını söylemek ihtiyacı duymuştur? Mao Tse-Tung “Uzun Yürüyüş” öncesi neden onu yanından ayırmamıştır? Mesela aydınlanma çağının meşhur doğa felsefecisi büyük matematikçi Leibniz 1703 yılında neden onun üzerine bir yorum yazma ihtiyacı hissetmiştir? İdealist büyük Alman filozofu G. W. F. Hegel neden bu yoruma müdahil olmuştur? Yetmez, neden Leibniz’in matematiksel, bilimsel ve metafiziksel kavramları ifade edebilmek için üzerinde kafa patlattığı “Evrensel Biçimsel Lisan” hayalinin temelinde yer alır? Ve neden Boole cebiri, lineer cebir ve bugün hepimizin bilsek de bilmesek de kullanmakta olduğu “binary” (0/1) bilgisayar mantığının temeli ile aralarında tam bir paralellik vardır? Peki, Kuantum mekaniğinin kurucu babalarından Niels Bohr’un insanlığa hediye ettiği bilimsel keşfi “Tamamlayıcılık Prensibi” üzerinde çalışırken sık sık I Ching’in temel kavramlarına başvurduğu söylemini nasıl değerlendirmek gerekir? Ya da Analitik Psikoloji’nin kurucu babası C. G. Jung, nedensellik ilkesinin yetersiz kaldığı olaylara bir alternatif olarak önerdiği senkronisite (Eşzamanlılık) önermesini neden bu kitaptan ilham alarak yapmıştır?
Modern pozitif bilimlerin, felsefenin, sanatın en nadide beyinlerini genellikle merak içinde bırakan bazen de yolundan saptıran ve en sonunda kulaklarına -en hafif tabirle- “açıklanamaz” öngörüler fısıldayan bu Yaşlı Bilge’nin sırrı nedir?
Hiçbir zaman yanılmaması olabilir mi? Çünkü onunla kısa bir süre haşır neşir olan tecrübesiz bir “Değişimler Yolcusu” bile onun neredeyse hiç yanılmadığını fark eder. O zaman haddimizi aşıp kısa bir açıklama çabasına girişelim ve tedbiren şunu da eklemeyi unutmayalım: Galip sayılır bu yolda mağlup!”