“…zira kişinin yargısını daha baştan belirleyen ve sınırlayan, onun psikolojik tipidir.” – Carl Gustav Jung
Carl Jung ve Psikolojik Tipler Kavramınedir?
Mesnevi’de çok meşhur bir hikâye vardır. Hikâyede ışığın olmadığı bir odada bulunan insanlar odadaki file sadece dokunarak hangi hayvan olduğunu anlamaya çalışırlar. Filin kulağına dokunanın farklı, ayağına dokunanın farklı, hortumuna dokunanınsa farklı tahmini vardır. Aslında herkes aynı anda hem haklı hem de haksızdır. Tahminde bulunanlar kendi gerçeklerini ifade etmişlerdir ancak hakikat, hepsinin toplamıdır. Bir noktada gerçek ile o gerçekle ilgili bizim öznel yargılarımız arasında fark vardır. Aynı olay farklı kişilerde farklı duygu, düşünce, davranış, duyum ve sezgi doğurur.
Carl Gustav Jung da mesleki hayatı boyunca yaptığı gözlemler sonucunda bu sonuca varmıştır. Ona göre iki tane dünya vardır; birisi içsel dünyamız diğeri ise nesnel dünya. Kendisinin bu gözlemleri “Psikolojik tipler” kavramını doğurmuştur. Jung her bireyin farklı bir psikolojik tipinin olduğunu ve bu tip çerçevesinde duyumsadığımızı, düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve davrandığımızı ileri sürmüştür. Carl Gustav Jung öncelikle insanların dünya ile kurdukları ilişki açısından 2 temel tipe ayrıldıklarını tespit etmiştir: içedönükler ve dışadönükler.
İçedönükler daha ağır hızda ve küçük gruplar halinde çalışmayı yeğler. Sakinlik ararlar ve işlerle tek tek ilgilenme eğilimindedir.
Dışadönükler çoklu işlemlerde daha iyidir ve enerjisi bol insanlardır. Hızlı bir hayat akışları vardır ve pek çok işlemi aynı anda yapmaktan rahatsız olmazlar.
Psikoloji terminolojisinde içedönük kişilerin libidosu* (Jungiyen Libido) iç dünyalarına yönelik iken dışadönük olanlarınki fiziki dünyaya dönüktür.
Jung bu iki temel kişilik tipinin üzerine 4 fonksiyon (işlev) daha ilave etmiştir:
düşünsel, duyumsal, duygusal, ve sezgisel. Böylelikle 2 tutum ve 4 işlev üzerinden 8 psikolojik tip oluşturmuştur. Jung “karşıt çiftleri” kavramına uygun bir şekilde 4 işlevi karşıtlıklarıyla da tarif etmiştir. Buna göre; düşünme ile hissetme ve sezgi ile de duyumsama karşıt fonksiyonlardır.
Burada baskın olan fonksiyon her zaman karşıt fonksiyonundan daha gelişmiştir. Daha sağlıklı bir ruh hâli için -Jungcu yaklaşımda- genelde bu baskın fonksiyonun altında ezilen ve ruhta bastırılan fonksiyonun geliştirilerek dengeli bir durum yaratılması önerilir. Örneğin Jung’un Psikoloji ve Simya adlı eserinde verilen örneklerden anlaşılacağı üzere Nobel Ödüllü büyük bilim insanı Wolfgang Pauli’nin düşünme fonksiyonu aşırı gelişmiş olduğundan hissetme fonksiyonu kendini ifade edemez hâle gelmişti. Bu durum ruhunda bir dengesizliğe yol açtığı için Jung ile analize başlama gereksinimi doğmuştu.
Sezgi ve duyumsama işlevleri, BİLGİYİ ALMA BİÇİMİ ile ilişkilidir.
Sezgi ile bilgiyi alanlar: Büyük resme odaklanırlar. Tekrarlanan durumları hemen anlarlar. İhtimalleri görürler, yeniliklere (inovasyon) çok açıklardır. Problemlere yaratıcı yanıtlar bulmaya çalışırlar.
Duyumsayarak bilgiyi alanlar: Gerçekçidirler. Olaylara ve detaylara odaklanırlar. Sağduyuludurlar. Problemlere, deneyimleri yani geçmişleri üzerinden pratik yanıtlar bulmaya çalışırlar.
Hissetme ve düşünme işlevleri, KARAR ALMA BİÇİMİ ile ilişkilidir.
Hissederek karar alanlar: Hassastırlar, kendi değerlerine dayanarak ve empati yaparak karar alırlar.
Düşünerek karar alanlar: Mantıklı ve objektiftirler. Artı ve eksileri dikkate alarak süreklilik gösteren adil yargılarla karar alırlar.
Jung’un Psikolojik Tipler eserinin yayınlanmasından neredeyse 50 yıl sonra Isabel Briggs Myers ve annesi Katharine Cook Briggs, 1971 “Myers-Briggs Tip Belirleyici” kişilik envanterini geliştirmişlerdir. İkili kendi geliştirdikleri kişilik tipleri ile Jung’un psikolojik tipler kuramı arasında paralellikler keşfettikten sonra Jung’un kuramını genişletmişlerdir
MBTI dışadönüklük (Exraversion) - içedönüklük (Introversion), duyumsama (Sensation) - sezgi (Intuition), düşünme (Thinking) - hissetme (Feeling) ve yargılama (Judging) - algılama (Perceiving) olmak üzere her biri iki kutuplu dört ölçekten oluşur (Ağaçcı, 2019). Dolayısıyla MBTI, aynı Jung’un tipolojisi gibi dört boyuttan oluşmaktadır. Bütün ölçeklerdeki kutuplar İngilizce karşılığının baş harfi ile ifade edilir. Testi uygulayanlar her boyuttan kendilerine uygun şıkları seçerler böylece iki kutuptan hangisinin baskın olduğu bulunur. Örneğin kişinin ilk boyuttaki baskın kutbu dışadönüklük (E), ikinci boyuttaki baskın kutbu duyumsama (S), üçüncü boyuttaki baskın kutbu hissetme (F) ve son olarak dördüncü boyuttaki baskın kutbu algılama (P) olabilir. Bu kişi baskın olan kutupların baş harfleri yazılır: ESFP. Ardından birey ESFP kişilik tipine bakarak olası kişilik özelliklerini görebilir. Toplam on altı farklı kişilik tipi vardır.
Carl Jung ve Psikolojik Tipler Kavramı içinde Tarihi Kişiliklerin Psikolojik Tipleri
Oscar Wilde: ENFP kişilik profiline sahip Oscar Wilde’ın sanatçı olması tesadüf değildir, çünkü bu profildeki insanların hayal güçleri zengindir. Yardımsever insanlardır. Ancak başkalarının onayına çok fazla ihtiyaç duyarlar.
Martin Luther King: ENFJ olan Martin Luther King bu profilin özelliklerini yansıtmaktadır, çünkü bu profildeki insanlar empati sahibi, ilgi ve hedef odaklıdır. Martin Luther King’i bir hak savunucusu haline getiren şey kuşkusuz empati yeteneğiydi. Hedef odaklı pes etmeyen kişilik özelliği sayesinde Nobel Barış Ödülü’nü kazanmıştır. Ancak bu profile sahip bireyler empati yetenekleri yüzünden eleştiriye açık olmayabilirler, eleştirileri saldırı olarak algılayıp kırılabilirler.
Napoleon Bonaparte: Kuşkusuz Fransa’nın ve dünyanın en önemli liderlerinden birisi olan Bonaparte ENTJ idi. Bu profile sahip insanlar örgütlenme sorunlarını hızlı çözebilen lider ruhlu insanlardır, ancak fikirlerini ifade ederken baskıcı olabilirler. Sanırım bu kişilik özellikleri aynı zamanda Bonaparte’lı 1800’ler Fransa’sının bir özetidir.
Benjamin Franklin: Amerika’nın en önemli figürlerinden birisi olan Franklin ENTP’dir. Bu kişiler zeki, girişimci, rutinden hoşlanmayan ve aynı işe uzun süre odaklanamayan kişilerdir. Siyasetçi, mucit, filozof, diplomat ve nice sıfatlara sahip olan Franklin bu profilin en güzel örneklerinden birisidir. Belki de bir konuda uzun süre odaklanamama ve zeki olma özellikleri birleşince Franklin çok yönlü bir insan olmuştur.
Winston Churchill: II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin başında olan Churchill tipik bir ESTP’dir. Bu kişiler cesur, stratejik ve sorun çözücü kişilerdir. Zaten ancak bu niteliklere sahip bir lider II. Dünya Savaşı’ndan sağ çıkabilirdi. Ancak bu kişiler konsept ve teorilere odaklanma sorunları yaşayabilirler.
Henry Ford: Ünlü mühendis ve sanayici olan Ford ESTJ’dir. Bu profildeki bireyler kararlı ve etkilidir. Sistematik bir yaklaşım sergilerler ancak bu yaklaşımı uygulamada zorlanabilirler.
Andrew Carnegie: Ünlü iş insanı ve sanayici Carnegie ESFJ’dir. Bu profildekiler sadık ve cana yakındır, belki de Carnegie’ın hayırsever kişiliği buradan gelmektedir. Proje takipleri iyidir. Ancak sürekli onaylanma ve takdir görme ihtiyaçları vardır.
Büyük Petro: Çarlık Rusya’sının en önemli Çarlarından biri olan Büyük Petro ESFP’dir. Bu profildeki insanlar esnektir. Büyük Petro’nun esnek kişiliği Çarlık Rusya’sında yaptığı köklü reformlardan bellidir. Aynı zamanda bu profildekiler grup çalışmalarından hoşlanır. Hayatı ve insanları severler ancak maddi dünyaya gereğinden fazla bağlı olabilirler.
A.A Milne: Hepimizin severek okuduğu ya da izlediği Winnie the Pooh’nun yaratıcısı Milne INFP’dir. Bu kişiler idealist, meraklı ve sadık insanlardır. Diğer insanları anlamaya çalışırlar ancak temel inançlarına saldırıldığında kabul edici değillerdir. Milne’nin savaş hicivleri bu kişilik özelliğinin eseri olabilir.
Mahatma Gandhi: 20. yy’ın en önemli tarihî figürlerinden birisi olan Mahatma Gandhi çok tipik bir INFJ’dir. Bu profile sahip bireyler anlayışlıdır ve geleceğe dönüktür. Vicdanlı insanlardır. Konu hedefleri ve görüşleri olduğu zaman kararlılardır. Gandhi’nin yıllarca süren aktif ancak şiddetsiz direnişi kararlı mizacının en önemli göstergesidir.
Ayn Rand: Pozitivist felsefenin ve bireyciliğin önemli temsilcilerinden Ayn Rand INTJ’dir. Bu profildeki kişiler hem kendilerini hem de çevrelerini yüksek standartlara tabii tutarlar. Bireysellerdir ve vizyon sahibi insanlardır ancak bazen şüpheci olabilirler.
Albert Einstein: Bilim dünyasını sarsan Albert Einstein INTP’dir. Bu kişiler mantıklı, derin düşünen, problem çözmede başarılı ancak yargılayıcı insanlardır. Fizik paradigmalarını değiştiren Einstein’ın mantıklı, derin düşünen ve problemleri kolaylıkla çözen birisi olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir.
Frank Zappa: Ünlü bir müzisyen olan Frank Zappa ISTP’dir. Bu profildeki insanlar samimi ve tolerans sahibidir. Sorunları hızlı bir şekilde çözerler. Yine de sessizce oturup uzun gözlemler yapmaktan da hoşlanırlar.
George Washington: Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucusu olan George Washington ISTJ’dir. Bu profildekiler düzene herkesten çok ihtiyaç duyarlar. Kararlı insanlardır. Belki de düzen ihtiyacı, kolonilerden oluşan Amerika’yı bir devlet hâline getirme isteğinde itici güç olmuştur.
Rahibe Teresa: 20.yy’nın en önemli insan hakları aktivisti Rahibe Teresa ISFJ’dir. Bu profile sahip kişiler dikkatli ve düşüncelidir. Hayatını diğer insanlara adamış Teresa bu psikolojik profile en iyi örneklerdendir. İnsanlarla ya da projelerle ilgili her ince detayı hatırlamaya meyillidirler. Rahatsızlık verecek derecede mükemmel, hatta kusursuz olabilirler.
Jacqueline Kennedy: Amerika’nın en sevilen First Lady’lerinden biri olan Jacqueline Kennedy ISFP’dir. Bu profildeki bireyler çatışmadan kaçınırlar. Açık fikirli ve sempatiklerdir. Ancak başkalarıyla birlikte çalışmaktan hoşlanmazlar.
*Libido: Ruhsal enerji
Not: Hérve M. Abajoli’ye notlarını paylaştığı için teşekkürlerimi arz ederim.
Kaynakça
Ağaçcı, Orhan (2019). Kişilik tipleri envanterinin geliştirilmesi ve üniversite bölümlerinin kişilik kodlarının belirlenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi).
Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Geçtan, Engin (2006). Psikanaliz ve Sonrası - Metis Yayınları.
Jung, Carl Gustav (2016). Psychological Types - Routledge.