Psikolojik anlamda nevrozun karakteristik belirtileri olan depresyon ve isteksizlik ile ilişkili olan arketipsel mitolojik bir motiftir. Bir nevi cehenneme iniş, diğer bir deyişle Hades'e iniş ve bu dünyanın ötesinde bilincin olmadığı bir ruhlar dünyasına seyahat yani bilinçdışına dalmak anlamındadır. Mistiklerin dilinde bu duruma “ruhun karanlık gecesi” de denir. Mitolojik olarak gece deniz yolculuğu motifi genellikle bir ejderha veya deniz canavarı tarafından yutulmayı içerir. Ayrıca hapis, çarmıha gerilme veya kaçırılma gibi, güneş tanrıları ve kahramanlar tarafından (Gılgamış, Osiris, Hazreti İsa, Dante, Odysseus, Aeneas gibi) geleneksel olarak yaşanan deneyimler ile temsil edilirler. C. G. Jung bu efsaneleri yorumlamış ve bunları bir nevrozun progresif ilerlemesinin ya da depresyonda enerjinin gerilemesinin simgeleri olarak görmüştür. Gece deniz yolculuğu mitleri güneşin "bütün gün denizin üzerinde hüküm sürdükten sonra her akşam ana kucağı sulara dönen sonra da her sabah yeniden doğan ölümsüz bir tanrı gibi davranan" tipik davranışının algılanmasından kök bulur. Bireyin depresyondayken uğradığı enerji kaybının sembolik karşılığı güneşin suya batışına karşılık gelmekte ve bu, yeniden doğuşun ön şartını oluşturmaktadır. Sağaltıcı sularda (bilinçdışı) dinlenen güneş (ego bilinci) böylece tekrar yaşamaya (yeniden doğmaya) başlayacaktır.