Jim Jones Amerikalı bir kült lider ve vaizdi. Ayrıca kendisini politik bir aktivist ve inanç şifacısı olarak lanse etmişti. 1955 ve 1978 yılları arasında yeni bir dinî hareket olan Halkın Tapınağı Tarikatı'na önderlik etti. Irkçılık karşıtı hümanist tutumu ve sevecenliğiyle özellikle toplumdan dışlanmış, Afrika kökenli ve inançlı kişilerin güvenini kazandı. Zaman zaman kilisede vaazlar verdi ve insanları bazı mucizeleri olduğuna inandırdı. Guyana’da Jonestown adını verdiği bir orman komünü kurdu. Güç zehirlenmesi geçiren Jones, Amerikalı bir senatörün öldürülmesi olayına karıştı. Yakalanacağını anlayan Jones ve yakın çevresindeki has adamları, "devrimci intihar" adını verdikleri bir eyleme başladılar. Jonestown komününde 18 Kasım 1978 tarihinde toplu bir cinayet/intihar merasimi sırasında dokuz yüzden fazla mürit liderlerinin verdiği vaazdan sonra intihar etmiştir. Bazı itirazlar üzerine Jim Jones "Biz intihar etmiyoruz, biz insanlık dışı dünya şartlarını devrimci bir protestoyla kınıyoruz" dedi. Yüzlerce mürit, hiç tereddüt etmeden önce çocuklarını, sonra kendilerini öldürdü. Kaçma teşebbüsünde bulunanlar ya diğer üyelerce intihara zorlandı ya da ateşli silahlarla vurularak öldürüldü. Yetkililer kasabanın dört bir yanına dağılmış 250'ye yakını çocuk 900'den fazla cesedi görünce şoke oldu. Hayatını kaybeden müritlerin %68'inin Afrika kökenli Amerikalı olduğu anlaşıldı. Bölgede yapılan araştırma sonucu 870 pasaport ele geçirildi. Katliamda 900'den fazla kişinin öldürülmüş olduğu hesaba katıldığında, 40 kadar bebeğin Jonestown'da dünyaya geldiği tespit edildi.