Adını Hermes Trismegistus’tan almıştır. Hermetik rahipler, hassas bir sanat olan zehir hazırlamasını çok iyi bildiklerinden ve büyü uygulamalarında bulunduklarından Hermes, bu gizli ilimlerin tanrısı sayılmıştır. Hermetizm, yalnızca erginlenmişlerin anlayabilecekleri bir bilgiler bütünü olarak kabul edilmiştir. Ortaçağ’da Hermetizm terimi, Hristiyanlığın ilk üç yüz yılında oluşturulmuş olan ve Hermes Trismegistus’a atfedilen Hermetik yazıların dayandığı öğretiler bütününü belirtmek için kullanılırdı. Günümüzde ise bu terim, bütün büyüsel, simyasal ve astrolojik metinlerin tamamı için kullanılmaktadır. Batı simyası her zaman, kökleri ünlü Hermes Trismegistus'a uzanan ve bir felsefi-spiritüel sistem olan Hermetizm ile yakın ilişki içinde olmuştur. 17. yüzyılın önemli bir gizemci ekolü olan Gül-Haçlar, Altın Şafak Hermetik Cemiyeti, Ordo Templi Orientis ve daha pek çok tarikatın doğuşunda etkili olmuştur. Yakın Çağ’da simyanın uygulamalı kısmı kimyaya dönüşmeye başlarken mistik ve Hermetik tarafı modern felsefi simyanın nüvesini oluşturmuştur. Günümüzde, simya mistik, ezoterik ve sanatsal yönleri nedeniyle bilim tarihçileri ile filozofların ilgi alanına girmektedir. Hermetik yazılar içinde en önemlisi kuşkusuz Tabula Smaragdina’dır. Zümrüt Levha ya da Zümrüt Tablet olarak tercüme edilebilir. 13. yüzyıl simyacılarından Albertus Magnus’a göre Hermes’in mezarını bulan Büyük İskender aynı zamanda bu tabletlerin gün yüzüne çıkmasının da müsebbibidir. Ayrıca birinci yüzyılda yaşamış olan Pagan ermiş Tyanalı Apollonius’un Kitab-ı Sırrı Al-Hâlika’sının içerisinde zümrüt levhanın bir versiyonu bulunmaktadır.
Zümrüt Levha: “Aşağıda olan yukarıda olan gibidir, yukarıda olan da aşağıda olan gibidir ve birlikte tek bir şeyin mucizesini gerçekleştirirler. Ve bütün her şey bir olandan geldiğinden, bir olanın düşüncesinden gelmiştir. Böylece her şey bu tek olandan uyum sağlayarak çıktı. Güneş onun babasıdır, Ay annesidir. Rüzgâr onu karnında taşımıştır, Toprak beslemiştir. Dünyanın bütün gücünün babası budur. Onun gücü eğer toprağa dönerse her şeye yeter. Toprağı ateşten ayıracaksın, sübtil olanı kalın olandan; bu büyük bir maharetle olmalı. Topraktan gökyüzüne çıkacak ve yeniden toprağa inecek ve yukarıda ve aşağıda olanın gücünü alacak. Bununla bütün dünyanın zaferi senin olacak; bunun için bütün karanlık senden uzaklaşacak. Bu bütün kuvvetlerin en kuvvetlisi çünkü her sübtil şeyi yenecek, her katı şeyin içine girecek. Dünya da böyle yaratıldı. Hayranlık verici biçimler bundan çıktı, bunların ortamı buradadır. Bu yüzden bana Üç Kere Büyük Hermes denir, çünkü bütün dünyanın felsefesinin üç bölümü de bana aittir. Güneş’in yaptıkları hakkındaki söylediklerim böylece bitiyor ve tamamlanıyor.”